top of page

375 SAYILI KHK İLE MESLEKTEN ÇIKARILMA ÜZERİNE AÇILACAK İPTAL DAVASI

Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2022


15 Temmuz 2016 tarihinden sonra Olağanüstü Hal ilan edilmesi üzerine kamu görevlilerinin meslekten çıkarılması OHAL süresi boyunca Bakanlar Kurulu tarafından Kanun Hükmünde Kararnamelere ekli listelerle gerçekleştirildi. Bu şekilde yapılan ihraçlar OHAL döneminde devam etti, OHAL döneminin bitmesi üzerine 375 sayılı KHK’ya geçici 35. madde eklenerek kamu görevlilerinin sorgusuz sualsiz bir şekilde irtibat ve iltisak iddiası ile meslekten çıkarılmasına 31 Temmuz 2022 tarihine kadar devam edildi.


375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35.maddesine göre, terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları değerlendirilen kamu görevlileri çalıştıkları kurumun bağlı bulunduğu Bakan Onayı ile kamu görevinden çıkarılırlar. Bu madde kapsamında kamu görevinden çıkarma yetkisinin süresi 31 Temmuz 2022 tarihi itibariyle sona ermiştir.


375 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarmada, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki disiplin soruşturmasına ilişkin kanun hükümleri dikkate alınmamakta, kamu görevlilerinin terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu yönünde kurumlarında kurulacak Komisyonca bir değerlendirme yapılması yeterli görülmektedir.


İhraç İşlemine Karşı Açılacak İptal Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında Bakan onayı veya atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılan memur ve personeller, kararın kendilerine tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde kamu görevinden çıkarılma kararına karşı idari dava açabilirler.


Kamu görevinden çıkarma iptal davası, 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi ile ihraç edilenlerin 60 gün içerisinde başvurması gereken bir yoldur. İptal davası, tesis edilen işlemin unsurlarındaki sakatlıklardan yola çıkılarak, bu aykırılıklara dayanarak iptali istenmesi suretiyle İdare Mahkemeleri’nde yürütülen sürece verilen isimdir.


Kamu görevinden çıkarılan memur veya personelin açacağı iptal davası İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 33/1. maddesi uyarınca “Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.” Bu anlamda örneğin Adalet Bakanlığı’ndan ilişiği kesilen ve Ankara’da görev yapan bir memur, kamu görevinden çıkarma kararının iptali davasını Ankara İdare Mahkemesi’nde açmalıdır.


2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 33/2.maddesine göre yetkili idare mahkemesi, kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir, açılacak iptal davasında husumet ilgili Bakanlığa yöneltilmelidir.


İhraç İşlemine Karşı Yapılması Gereken Örnek Savunmalar

Öncelikle şunu ifade etmek gerekir, kamudan çıkarma tedbirinin kamu düzeni ve ulusal güvenliğin bozulmasında sorumlulukları bulunan ya da bu nitelikte fonksiyon icra eden, yani kamu gücü kullanıp suç işleyen ve insan hakları ihlaline sebep olan kişilerle sınırlı olarak uygulanması gerekir.


OHAL ve devamı KHK’lerle meslekten çıkarmalar açısından, sadece darbe teşebbüsünde bulunan askerler ile teşebbüse yardım eden kişiler bu kapsamda değerlendirilebilirler. Ancak, bunların dışındaki kişilerin ihraç edilip, bir daha kamu görevi yapmaktan yasaklanmaları demokratik toplumda gerekli görülemez. Kişiselleştirme yapılmadan, sadece kişinin görev yaptığı dönem dikkate alınarak ve kişisel kusur araştırılmadan uygulanan kamu görevinden çıkarma tedbiri evrensel hukuk kurallarına aykırıdır. Açıkça suç işlememiş ya da insan hakkı ihlaline sebep olmamış kişilerin yalnızca bir derneğe üye olmaları, bankaya para yatırmaları, sendika üyeliği, öğrenci evinde kalmaları nedeniyle ya da görüş ve fikirleri sebebiyle meslekten çıkarılmalarını da evrensel hukuk kurallarına aykırıdır.


Meslekten çıkarılma kararlarında sadece yasadaki (KHK) ifadelerinin tekrarı suretiyle, kişiselleştirme yapılmadan, şahsi kusur ortaya konulmadan, nasıl ve ne şekilde ilgilinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gösterilmeden şablon ve basmakalıp ifadelerle karar verilmesi hukuka aykırıdır.


Meslekten çıkarılan memur veya personelin 15 Temmuz öncesi “cemaat” olarak kabul edilen ve geniş toplum kesimleri ile üst düzey yetkililer tarafından desteklenen bir toplumsal yapıya dâhil olduğu kabul edilse bile, söz konusu yapının sonradan terör örgütü olarak ilan edileceğini öngörebilmesi olanaksızdır. Aynı şekilde, iddia edilen Bylock kullanma, Bank Asya’ya para yatırma, derneğe/sendikaya üye olma ya da benzer bir takım yasal faaliyetlerde bulunma gibi eylemlerin sonradan meslekten çıkarmaya dayanak olarak kabul edileceğini öngörmüş olması meslekten çıkarılan memurdan beklenemez.


FETÖ/PDY ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları iddiasıyla birçok insan evrensel hukuk ilkeleri göz önüne alındığında bir soruşturmaya dahi maruz kalmaması gerekirken, kamu görevlerinden ihraç edilmiş, şüpheli veya sanık konumuna düşmüş, birçoğu tutuklanmış ve yüksek cezalar almıştır.


Açılacak Dava İle İlgili Diğer Hususlar

Dava açacak kişiler 375 sayılı KHK kapsamında kamu görevinden çıkarıldığı için yargılama giderlerini karşılaması kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürebilir. Bu nedenle davaların adli yardım talepli açılması uygun olacaktır. Dava adli yardımlı açıldığında karar kesinleşinceye kadar bütün yargılama giderlerinden muafiyet sağlayacaktır.


Bu davalar yürütmenin durdurulması talepli açılmalıdır. Ancak devam eden bir ceza soruşturması veya kovuşturması bulunması, yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesine neden olabilir. Bu davalarda yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesi davanın da olumsuz sonuçlanacağı anlamına gelmez. Hakkında yürütmenin durdurulması ret kararı verildiği halde görevine dönen yani idare mahkemesi tarafından olumlu karar verilen birçok müvekkilimiz bulunmaktadır.


Kamu görevinden çıkarılan kamu görevlisi hakkında takipsizlik veya beraat kararı verildiyse mağduriyetin ortaya konulabilmesi için dava dilekçeleri duruşma talepli yazılabilir. Ancak idari yargılamada geçerli olan ilke yazılılık ilkesi olduğundan, anlatılabilecek her şeyin dilekçelerde yazılması yeterli olur. Diğer taraftan duruşma talep edilmesi yargılamanın uzamasına da neden olabilir.


Dava dilekçelerin kişiselleştirilmesi önemlidir. Emsal dilekçeler üzerinden gidilse de uyarlama yapılması gerekir. Anlatılmak istenen kısa, öz ve gerektiği kadar anlatılmalıdır. Son olarak dava dilekçeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3 ve 5.maddelerine uygun olarak yazılmalıdır.


Narçin Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak idari yargıda açılacak iptal davası konusunda Ankara’da avukatlık hizmeti vermekteyiz. Bize iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

bottom of page