top of page

SERİ MUHAKEME USULÜ NEDİR HANGİ SUÇLARDA VE NASIL UYGULANIR?

Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2022


7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 24 Ekim 2019 itibariyle Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bununla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na pek çok yeni kurum eklenmiş, bu kurumların başında da Seri muhakeme usulü gelmektedir. Seri muhakeme usulü, CMK’nın 250. maddesi ve Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği kapsamında düzenlenmiştir. Seri muhakeme usulü, muhakeme sürecini uzatan usul işlemlerini kısaltarak makul sürede yargılanma hakkını tesis etme iddiasında olmakla birlikte, diğer yandan bu düzenleme şüpheli açısından ceza indirimi ve seçenek yaptırımlara çevirme, erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumları söz konusu olmaktadır.


Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet Savcısı’nın etkin bir rol üstlendiği muhakeme türüdür. Aslında bunun bir muhakeme olup olmadığı tartışmalıdır çünkü muhakeme kavramı muhakemeyi yerine getiren öznelerin birlikte katıldıkları bir süreci ifade etmektedir. Seri muhakeme usulü ise soruşturma evresinin sonunda Cumhuriyet savcısına, CMK’nın 251/1.a maddesinde açıkça sayılmış bazı suçlar bakımından uygulanacak cezai yaptırım hususunda takdir yetkisinin verildiği ve Cumhuriyet savcısının teklifi üzerine şüphelinin müdafi huzurunda bu teklifi kabul etmesiyle gerçekleşen bir anlaşma olarak ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle seri muhakeme, soruşturma evresinde, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına alan Cumhuriyet savcısının (CMK m. 160), kamu davasının açılmasının ertelenmesi yahut kamu davasının açılmasına yer olmadığı hallerde ve suçun işlendiği hususunda yeterli delile ulaştığında, Kanun’da belirtilen koşulların oluşmasına binaen, iddianame düzenlemediği ve kolektif bir yargılamanın yapılmadığı ancak ceza yaptırımının belirlenebildiği bir muhakeme türüdür.

1-Seri Muhakeme Usulünün Uygulanma Koşulları CMK m. 250/1


a-) ‘’Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır.’’ (CMK 250/1) şeklindeki hüküm, bahse konu kurumun nasıl işlev göreceği hakkında bilgi vermektedir. Fıkra ile ilgili dikkat edilecek ilk husus, seri muhakeme usulünün uygulanabilmesinin, Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma evresinin tamamlanmış ve iddianameyi düzenlemek için gerekli olan ‘’yeterli şüpheye’’ (CMK m. 172/1) ulaşılmış olması gerekir. Yani Cumhuriyet savcısı önüne gelen her işle ilgili seri muhakeme usulüne başvuramaz. Ayrıca soruşturma dosyalarında ön ödeme (TCK m.75 ) ve uzlaştırma (CMK m.253) kurumlarının uygulanması ve olumlu sonuçlanması halinde de Cumhuriyet savcısı seri muhakeme usulüne başvuramaz.


b-) Seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için ikinci şart, Cumhuriyet savcısının, iddianame düzenlemek yerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi yolunu da işletmemesidir. Bir başka anlatımla, ceza yargılamasında kural, yeterli şüpheye ulaşan Cumhuriyet savcısının soruşturmanın mecburiyeti ilkesi gereğince iddianame düzenlemesidir. Ancak CMK’nın 171. maddesinde gösterilen hallerde savcının, kamu davası açmada takdir yetkisi söz konusudur, kamu davasının açılmasının ertelenmesi de bu istisnalardan biridir. Kanun’da gösterilen diğer şartların yanında CMK’nın 171/2. maddesine göre, “..Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir.” Şu halde, CMK’nun 250/1. maddesindeki sayılan suçların ceza muhakemesinin konusunu oluşturduğu durumlarda, Cumhuriyet savcısı suçun işlendiği hususunda yeterli şüpheye ulaşmış ve CMK’nın 250/1. Maddesinde sayılan suçlar üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiriyor olmasına rağmen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı vermemişse, seri muhakeme usulünü uygulamak mecburiyetindedir; artık bu hususta bir takdir yetkisi yoktur.


c-) Suçun, seri yargılama usulünün uygulanabileceği aşağıdaki suçlardan biri olması gerekir. Bu suçlar CMK’nın 250/1.a maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Bu suçlar şunlardır:


  • Hakkı olmayan yere tecavüz (TCK madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),

  • Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TCK madde 170),

  • Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (TCK madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),

  • Gürültüye neden olma (TCK madde 183),

  • Parada sahtecilik (TCK madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),

  • Mühür bozma (TCK madde 203),

  • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK madde 206),

  • Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK madde 228, birinci fıkra),

  • Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (TCK madde 268),

  • 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar,

  • 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç,

  • 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç,

  • 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

2-Seri Muhakeme Usulünün Uygulanma Biçimi CMK m. 250/2,3

CMK’nın 250/3. Maddesine göre ‘’Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.” Bu nedenle seri muhakeme usulünün uygulanmasını teklif etmek amacıyla şüpheli hakkında zorla getirme kararı verilemeyeceği gibi yakalama emri de düzenlenemez (CMSMY m. 5/7). Şüpheli kendisine yapılan seri muhakeme teklifini kabul etmemişse, muhakeme olağan şekilde seyreder. Ancak yine de şüpheli, iddianamenin düzenlenmesine kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını talep edebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulü uygulanır (CMSMY m. 5/11)


CMSMY’nin 9. maddesinde, “ (1) Cumhuriyet savcısı şüpheliyi seri muhakeme usulünün uygulanmasını teklif etmek amacıyla en kısa sürede davet eder. Davet; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim araçlarından yararlanmak suretiyle de yapılabilir. (2) Şüphelinin mazeretsiz olarak davete icabet etmemesi, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmaması veya yurt dışında olması ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde Cumhuriyet savcısı tarafından bu durum tutanağa bağlanır ve soruşturmaya genel hükümlere göre devam edilir.


Burada ön ödeme ve uzlaştırma usullerinde olduğu gibi kesin bir süre belirlenmemiş, bu durum Cumhuriyet savcısının takdirine bırakılmıştır. Yönetmelikle bu hususta belirlenen tek süre, şüphelinin teklifi değerlendirebilmesi bakımındandır. Şüphelinin talebi hâlinde teklifi değerlendirmesi için kendisine bir ayı aşmamak üzere makul bir süre verilecektir (CMSMY m. 10/3).


CMK’nın 250/2. Maddesine göre ‘’Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.’’ Burada dikkat çekilmesi gereken husus, yapılan teklifin içeriğinin ne olacağı ve bilgilendirmenin nasıl yapılacağıdır. Bir başka ifadeyle, kabule konu olan husus, sadece seri muhakeme usulünün uygulanması değil, hangi suça ilişkin olarak bu usulün uygulanacağıdır. Bu konu ile ilgili CMSMY’nin 10. maddesinde, seri muhakeme teklifinin yapılmasından önce şüphelinin hangi hususlarda bilgilendirileceği düzenlenmektedir.


Söz konusu maddeye göre, bilgilendirme;


  • İsnat edilen eylem, eylemin oluşturduğu suç ile bu suçun seri muhakeme usulü kapsamına girdiği,

  • Kamu davasının açılması için yeterli şüphenin bulunduğu,

  • Özgür iradesiyle ve müdafi huzurunda kabul ettiği takdirde bu usulün uygulanacağı ve belirlenecek temel cezanın yarı oranında indirileceği,

  • Cumhuriyet savcısı tarafından teklif edilen yaptırım hakkında talep doğrultusunda mahkemenin hüküm kuracağı, bu hükme karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceği,

  • Teklifin kabulünün ancak müdafi huzurunda gerçekleştirilebileceği, seçtiği bir müdafi yoksa istemi aranmaksızın kendisine bir müdafi görevlendirileceği

  • Mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar her aşamada seri muhakeme usulünden vazgeçebileceği,

  • Mahkemece verilen hükmün adli siciline kaydedileceği,

  • Bu usulün uygulanmasını kabul etmediği takdirde genel hükümlere göre hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılacağı,

  • Genel hükümlerin uygulanmasına geçilmesi halinde, seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgelerin, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamayacağı hususlarını kapsamaktadır.


Seri muhakeme usulünü teklif yetkisi sadece Cumhuriyet savcısındadır. Kolluğun, seri muhakeme usulü hakkında şüpheliyi bilgilendirmek dışında bu hususta bir yetkisi yoktur. Teklif de şüpheli tarafından ancak müdafi huzurunda kabul edilirse, bu özel usul uygulanabilecektir. Aksi takdirde, usule aykırılık söz konusu olacak ve yapılan muhakeme hukuka aykırı olacaktır. Eğer şüpheli kabul etmezse, zaten seri muhakeme usulünün uygulanması mümkün olmayacaktır. Son olarak şüphelinin teklifi reddetmesi hâlinde Cumhuriyet savcısı tarafından buna ilişkin tutanak düzenlenerek soruşturma dosyasına eklenir; teklifin müdafi huzurunda kabul etmesi halinde ise şüpheli, aynı gün mahkemeye yönlendirilir. (CMSMY m. 10/9, 10/10)


3-Seri Muhakeme Usulünde Talepte Bulunulması ve Hüküm (CMK m. 250/4-8)


Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye yapılan teklifin, müdafi huzurunda kabul edilmesi durumunda, seri muhakemeye ilişkin iş ve işlemler başlayacaktır. Cumhuriyet savcısı, iddianame yerine seri muhakeme talep yazısı düzenleyecek ve yetkili ve görevli mahkemeye bu yazıyı gönderecektir.


CMK’nın 250/8. ve CMSMY’nin 12. maddelerinde talep yazısında hangi hususların olacağı açıkça gösterilmiştir. Söz konusu maddeye göre, “Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder.


Talep yazısında;

  • Şüphelinin kimliği ve müdafii,

  • Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,

  • İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri,

  • İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

  • Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,

  • İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti,

  • Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği,

  • Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri, gösterilir”.


Ayrıca talep yazısında isnat edilen suç ve ilgili kanun maddeleri gösterilir. Cumhuriyet savcısı, iddianame düzenler gibi iddia faaliyetini yerine getirmesindeki en önemli faktör olan, isnat edilen suç, kanun maddeleri ve isnat edilen suçu oluşturan olayları seri muhakeme talep yazısında da göstermektedir.


Cumhuriyet savcısı, seri muhakeme talep yazısına esas teşkil eden yaptırımın belirlenmesi hususunda bir takım hakim yetkileriyle donatılmıştır. CMK’nun 250/4. maddesi gereğince, Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler. Burada kanun ile Cumhuriyet savcısına, kural olarak tamamen hakimin görev ve yetkisinde bulunan ceza indirimi konusunda da yetki verilmiştir.


CMK’nın 250/9. Maddesinde belirtildiği üzere Mahkeme seri muhakeme usulünün uygulanma şekli bakımından Cumhuriyet savcısının takdir yetkisine müdahale etme durumu yoktur. Sadece Kanun’da söz konusu kurumların uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı, süre bakımından değerlendirilmesi gereken bir husus olup olmadığı gibi (örneğin TCK m. 51/1, 1,a, 3 gibi) tartışmaya açık olmayan objektif hususlarda bir eksiklik söz konusu değilse, talepnameyi onaylamak zorundadır. Seri muhakame usulünün şartları oluşmamışsa talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir.


CMSMY’nin 5/8. Maddesinde Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya mahkemece soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.


댓글


bottom of page